Gelişmiş ülkelerde her 100.000 kadının 7’sinde, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde ise 6’sında yumurtalık kanseri görülür. Başka bir açıdan bakıldığında 40 yaş üzerinde her 100 kadının 1,4’üne yumurtalık kanseri tanısı koyulur.1
Birinci derece akrabada meme ve yumurtalık kanseri görülme sayısı arttıkça bu oran %6’lara kadar yükselir. GLOBOCAN 2020 sonuçlarına göre yumurtalık kanserleri dünyada kadınlarda en sık görülen 8. kanserdir ve yılda 314.000 kadına yumurtalık kanseri tanısı koyulmaktadır.1
Türkiye’deki duruma baktığımızda meme hariç üreme organı kanserleri içinde rahim içi kanserinden sonra 2. en sık görülen kanserdir. Ülkemizde GLOBOCAN 2020 sonuçlarına göre kadınlarda 7. en sık görülen kanserdir.1
Yumurtalık kanserlerinin en önemli özelliği bunların %70-75’inin tanı koyulduğu zaman ileri dönemlerde (evrelerde) olmasıdır. Ayrıca bu kanserler üreme organı kanserleri içinde en ölümcül olanıdır ve tüm üreme organ kanserlerine bağlı ölümlerin yarısından fazlası yumurtalık kanserine bağlıdır.1
Hastalığın erken evresinde kadınlarda genel olarak hiçbir belirti gözlenmez. Ancak, hasta kişiler karın bölgesinde rahatsızlık ve şişkinlik hissedebilirler veya bazı durumlarda kasıklarında, koltuk altlarında veya boyunlarında köprücük kemiğinin hemen üzerinde şişmiş lenf düğümlerinin farkına varabilirler.1
